29 Ekim 2017 Pazar

Dubai'den Lübnan Beyrut'a

Kilise çanı duyduktan hemen sonra camiden yükselen ezan sesine şahit olacağınız Akdeniz şehri Beyrut.İç savaşın izleri ülkenin her yerinde hala görebilirsiniz. Köşe başlarında askerler hala nöbet tutuyor. Son derece lüks ve modern gökdelenlerin yanında, delik deşik bir kısmı yanmış binalar göze çarpıyor. Her şeye rağmen şehir kendini toplamış ve insanlar hayatlarına devam ediyorlar. 

Gezi blog sayfası olmadığı için Beyrut’u daha ucuz nasıl gezerseniz ya da bu restoranda yemek yiyin gibi iddialı bilgiler içermemekte. Bu yazıyı Dubai’de hafta sonu yapılabilecek yurtdışı gezisi olarak okuyabilirsiniz.



Biz Emirates havayollarıyla uçtuk. Yolculuk yaklaşık 4 saat sürdü. Bu süre içinde Türkiye’ye giderim diye düşünebilirsiniz. Doğru çünkü uçak biraz yolu uzattı JBeyrut’a yaklaşırken Akdeniz’in üzerinde neredeyse tam bir yuvarlak yapacaktı. Haliyle uçuş süresine 1 saat daha eklenmiş.
Uçakta ülkeye giriş için doldurmanız gereken küçük bir kağıt dağıtıyorlar. Uçakta doldurursanız pasaport kuyruğunda önlere geçme şansınız oluyor.  Her hangi bir ücret ve evrak istemeden ülkeye giriş yapabiliyorsunuz.

Bizim gittiğimiz tarihlerde havaalanını yoğun değildi. Küçük bir havaalanı zaten.  Pasaporttan geçtikten sonra üst kata çıkın ve şehir merkezine gitmek için taksi kullanın. Taksi dışında otobüslerle de şehir merkezine gidebiliyorsunuz ama otobüslere ulaşmak için yürümeniz gerekiyor.
Taksilerde taksi metre mevcut. Taksiye binerken bir asker adımızı ve kalacağımız otelin adını sordu. Bilgileri deftere işledi. Taksiye binen herkese bu uygulama yapılıyormuş. Şehir içindeki taksilerde taksi metre yok. Binmeden önce kesin sorun. Ülkede para birimi olarak dolar ve Lübnan Lirası geçiyor. Fiyatın birimini kesinlikte teyit edin.  Ayrıca üzerinde taksi yazısı olmasa bile kırmız plakalı arabalarda taksiymiş.

Benim kişisel fikrim havaalanı transferi ayarlayın. Taksi metre 25 TL’den açıldı. Taksi metre çok kullanılmadığı belli. Gaza bastığı an alet yerinden fırladı ve arabanın zeminine düştü. Otele gelene kadar da yerde kaldı.

Kişisel fikrim sakın araba kiralamayın. Kurallara uyan insan sayısı çok az. Dubai ile asla kıyaslayamam. Türkiye’yele kıyasladığımda bile Türkiye’ye yaklaşamaz. Türkiye çok düzenli kalıyor. Taksi yolculuğunda kaza yapacağız korkusuyla birkaç kere gözümü kapatmak zorunda kaldım.

Bu karışık trafik sisteminden dolayı otel yeri çok önemli. Gezilecek yerler bir birine çok yakın. Çoğu Dowtown  bölgesinde. Oteliniz buraya yürüme mesafesinde olursa çok rahat edersiniz.
Biz Radisson Blue Martinez otelinde kaldık. Temiz, güler yüzlü, kahvaltısı oldukça iyi, konum bakımında rahat olan bir otel. Taksi kullanmadan birçok yere ulaşım sağlayabildik. Otelden Dowtown bölgesine gitmek için yaklaşık 20 dakika yürümeniz gerekiyor. Geçtiğiniz yollar üzerinde modern ve tarihi binalar olduğu için vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

1.Gün



İlk durağımız Roman Baths. Sadece fotoğraf çekebileceğiniz bir yer. Hemen yanında Lebanese Parliament (Parlamento Binası) bulunuyor. Buranın fotoğrafını çekmek yasak. Çektiğiniz an yanınıza asker geliyor ve sizi uyarıyor. Az ilerisinde Saint George Ortodoks Katedrali var. İçini gezebilirsiniz fakat fotoğraf çekmek yasak. Katedrali gezerken en ön kısımda  geldiğinizde yerde aşağı gösteren cam bölme koymuşlar. Katedralin hemen yanındaki kapıdan aşağıda olan müzeye girebilirsiniz. Giriş 10 TL.

Müzeyi gezdikten sonra kilise ve caminin yan yana geldiği mekana geçebilirsiniz. Saint Georges Maronite Katedrali ve Mohammed Al Amin camisi keşke bazı zihniyetlere de yol gösterebilse. Katedralin içini gezemedik fakat caminin içine girebilirsiniz. Erkek ve kadınlar için girişte uygun elbise veriyorlar.  Caminin hemen önünde suikasta kurban giden başkanları Refik Al Hariri mezarı bulunmakta. Gezdiğimizde henüz mezar tamamlanmamıştı. Az ileride Martyrs heykeli bulunmakta. Heykelin üzerinde  iç savaştan kalma mermi izleri bulunmakta.
Kısa mesafe yürüdükten sonra Al Omari Camisine girebilirsiniz. Bina kiliseden camiye çevrilmiş. İçeri girdiğinizde çok çabuk fark edebilirsiniz.

Yakın çevredeki son durak Souk Beyrut. Modern alışveriş merkezi. Tamamen üstü açık sokakta gezermiş gibi alış veriş merkezini gezebilirsiniz. Libanais Cafe’de humus, falafel ve adını hatırlayamadığım patlıcanlı Lübnan mezesi yedikten sonra Beyrut ulusal müzesine gitmek için taksiye bindik.

Müzeyi gezmek bir saatinizi alıyor. Gerçekten görülmesi gereken eserler var. Roma oyma lahitler, mozaik zeminler, sedir ağacı kütüğü, dönemlere ait paralar, takılar, mutfak eşyaları gibi çeşitli eserler müzede mevcut.


Son olarak Zaitunay Bay marinasında biraz dinlenip yemek yedik ve yürüyerek otelimize geri döndük.


2.Gün


Şehrin dışında kalan gezilecek yerlere gitmek için tur ayarlayabilirsiniz. Katıldığınız tura göre gezilecek yerler değişebilir. Bizim katıldığımız turda bir günde üç farklı yeri gezdik. Bunlar Jeita mağarası, Harissa Meryem Ana heykeli, Biblos antik kent.

Özellikle Biblos’a gidecekseniz rehberli gitmenizde fayda var. Geniş bir alan. Rehber eşliğinde detaylı ve iyi geziliyor.

Beyrut’ta geldiyseniz kesinlikle Jeita mağarasına uğramadan gitmeyin. Görebileceğiniz en güzel yerlerden biri olabilir. Kendinizi bir film setinde veya masal kitaplarında zannedebilirsiniz. İçeri adım attığınızda ağızınızın açık kalabileceği bir mekan.
Ardından otobüse indik ve Harissa Meryem Ana heykeline çıktık. . Meryem Ana Heykelinin yanında kilisede bulunmakta. Pazar ibadet etmeye gelen insanlar olduğu için ortam çok kalabalıktı. Dışarıya kilisende canlı yayın yapılıyordu. Arapça ayinler ve org eşliğinde mekanı gezdik. 

Meryam Ana heykelinin merdivenlerine çıkıp Beyrut manzarasını izleyebilir ve fotoğraf çekebilirsiniz. Küçük bir bilgi, Meryem Ana heykelinin suratı Kubüs'e bakıyormuş ve kilisede otururken Meryem Ana heykelini görebiliyormuşsunuz. Kilise inşa edilirken buna dikkat edilmiş. 

Gezi bittikten sonra şehre inmek için teleferiği kullanabilirsiniz. Çok eski bir teleferik. Kabinler küçücük. Yolculuk uzun sürmüyor.

Ardından otobüse binip Biblos şehrine gittik. Şehrin girişinde Roma yolu var. Yoldan yürüyerek şehre giriyorsunuz. Şehirde kale ve antik Roma tiyatrosu var. Bunları görmek için bilet almanız gerekiyor.  

Akşam Kornişte akşamları yürüyebilirsiniz. Koşan, balık tutan, süt mısır yiyen, çay içen, manzarayı seyreden her çeşit insan mevcut. Biz orada şans eseri bir restorana girdik. İsmi Al Beyt Halep. Canlı müzik eşliğinde yemeğimizi yedik.


3.Gün

Eşimin toplantısı olduğu için son gün City Centre Beyrut'a gitmek zorunda kaldık. Oradan da havaalananı geçtik. Saat 4 gibi çok trafik vardı. Okul çıkışı olduğu için trafik kilitleniyormuş. Havaalanı için erken çıkın. Trafik durumu Beyrut'a hiç belli olmuyor. 


Biz Beyrut için 3 gün ayırdık. Bir gün daha olsaydı bir kaç tarihi yer daha gezebilirdik. Genede üç gün yetti. Önemli görülmesi gereken yerleri ve ülkenin kültürünü anlamak için üç günde yeterli. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder